
TRT Diyanet’te yayınlanan Kitap Oku-Yorum programı ile onlarca edebiyatsevere ulaşan Halil İbrahim Uzun ve Mustafa Toprak’ı 12 Aralık Salı günü Altunizade Yerleşkemizde ağırladık.
Medeniyet Öncülerimiz semineri ile Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü öğrencilerimizle buluşan Uzun ve Toprak, günümüz iletişim sorunlarından hayat telaşelerimize, edebiyattan yeni nesil dergiciliğe varınca birçok konuya değindi. “Sizler geleceğin eğitimcileri olarak insan yetiştiriyorsunuz, insan yetiştirmek en büyük medeniyet öncüsü olmaktır” diyen Uzun ve Toprak günümüz edebiyatını ve yeni nesil sosyal medya gençliğini enine boyuna eleştirdi.
Şairler ve şiirlerinin günümüze yansımaları ile söze başlayan Halil İbrahim Uzun, “Cahit Zarifoğlu ‘bir kalbiniz vardı, onu tanıyınız’ dediğinde 18 yaşındaydı. Şimdi 18 yaşındaki çocuklara bakıyorum, sosyal medyada ‘haberim yokmuş gibi çek’ pozlarının altına ‘Ankara bebesiyiz, şeklimiz yeter’ yazıyor. Ve bu çocuk aslında Ankaralı bile değil. Whatsapp’ta, Facebook’ta, Instagram’da görüyoruz bu örnekleri. Bu örnekler bizlerin teknoloji ile kurduğu sorunlu iletişimin göstergeleri” dedi.
Yazı yazmaya başladığı dönemlere değinen Mustafa Toprak ise “Lise yıllarında paramız yoktu. Dergi çıkarmak istiyorduk ama basacak, dağıtacak imkanlarımız çok kısıtlıydı. Bir fikir attım ortaya, el yazısıyla yazıp, fotokopi ile çoğaltalım dedim. Öyle de yaptık. Halil İbrahim’in yazısı çok güzeldir, ona yazdırdık, sonra da siyah beyaz fotokopi ile çoğalttık. Sonra ekipteki herkes kendi lisesinde satmaya başladı ve para kazandık. Şimdi ise İzdiham Dergisi’ni çıkarıyoruz ama emin olun o yoklukta çıkan dergiler gibi olmuyor tadı” dedi.
“Yazılarınızı dergilere gönderin ama reddedilince küsmeyin”
Bölüm öğrencilerimizden gelen “Edebiyatın kalbi dergide atar diyorlar, bizler dergide nasıl yazacağız?” sorusunu ise Halil İbrahim Uzun yanıtladı. “Çok iyi yazarlar çok iyi okur değildir aslında.
Ama yine de çok okumak, kitaba emek vermek lazım. Yeni nesil arkadaşlar edebiyat dergilerine şiir gönderiyorlar, reddedilince edebiyata küsüyorlar. Siz küsmeyin. Dergah, İzdiham, Varlık gibi dergileri okuyun. İnsanlar ne yazıyor da bu dergilerde yer alıyor bunlara bakın. Yazılarınızı bize gönderin, ama reddedilince üzülmeyin. Tekrar deneyin, küsmeyin” dedi.
Meslek hayatına başlama hikayesine de değinen Mustafa Toprak, “Bizim evimizde televizyon yoktu mesela, babam yasaklamıştı. Ben ona inat sinema televizyon okudum. Senelerce yazdım, çizdim, dergilere yazılar gönderdim. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nde metin yazarlığı yaparken TRT Diyanet’ten bu teklif geldi ve nihayet bölümümün tam karşılığı olan işi yapıyorum. Siz hayallerinizden, ideallerinizden vazgeçmeyin, niyetine girdiğiniz iş mutlaka bir gün gelir sizi bulur” diyerek öğrencilerimizi yüreklendirdi.
Etkinliğimiz, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Sani Adıgüzel’in Halil İbrahim Uzun ve Mustafa Toprak’a hediye takdimi ile son buldu.