Mezunlarımızın İzinde Yeni Bir Durak: GZT

Mezunlarımızın sektörel deneyimlerini dinlediğimiz “mezun röportajları” serimizin devamı için bu defa Grafik Tasarım mezunlarımızın çalıştığı ve son dönemin gözde sosyal medya platformu GZT’yi ziyaret ettik. Ekip olarak gerçekleştirdiğimiz ziyarette mezunlarımız Cihat Kıyat, Elif Nur Şener, Esad Furkan Kahraman, Ferdi Çetin, Muhammed Emin Şener, Muhammed Yaşar Azmanoğlu, Şeyma Nur İmir ve Tarık Akın’ın deneyimlerini keyifle dinledik.

İşe giriş süreçlerinizden bahseder misiniz?

Tarık: Pandemi bize çok yaradı. Okula gitmediğimiz için evden freelance çalışabiliyorduk. Bu süreçte yedi ay staj yaptım. Piyasayı görmemiz gerekiyordu. Okul zamanı piyasayı görmezsek korkaklık oluyor, yapabilir miyim diye düşünüyor insan. Hala işe başlayamayan çok arkadaşım var. Ben stajda piştim. Çok düşük fiyatlara çalıştım. Sonra Fatih Belediyesi’ne geçtim. Orası biraz memur zihniyetiydi bana çok uymadı. Sonra bir arkadaşım GZT’ye girmişti, bana referans oldu. Sonra ben de diğer arkadaşlarıma referans oldum. İK diye lakap taktılar hatta bana. Biz kabul edilerek gelmiş gibiydik. Referansın ve portfolyonun önemini anladım buraya girerken. Görüşmeye geldiklerinde her işimiz onların önünde duruyordu.

Ferdi: Benim biraz daha zorlu bir mülakat sürecim olmuştu pozisyonum gereği. Dört beş kişiyle görüşmüşümdür en üstten en alt kadrolara kadar.

Tarık: Çağırmadan iş veriyorlar ve bu işi nasıl yapacağınıza bakıyorlar aslında. Burada böyle yürüyor. Bu da bir mülakat sayılır aslında.

Ferdi: Ben grafik tasarım mezunuyum ama oyun tasarımına sonra da prodüksiyon tarafına yöneldim. Burada da 3D artist olarak görev yapıyorum. Okul döneminde kendimi geliştirmek adına üç boyutlu modelleme öğrenmiştim. Onun faydasını görüyorum. Benim işim biraz daha farklı. İş teslimleri üç ayı bulabiliyor. Sahne tasarlıyorum ve uzun sürüyor.

Çok kısa sürede, çok fazla iş yapma zorunluluğu sizi korkuttu mu?

Tarık: Bize çok iş geliyor ama sayımız da çok. 20’ye yakın markamız var. Markaların ne ihtiyacı varsa onları yapıyoruz. Video çekecekler mesela arka plan lazım oluyor onu yapıyoruz veya farklı bir tasarım ihtiyacı doğuyor hemen teslim ediyoruz. Yaptığımız iş güzel olsun istediğimiz için, çok iş geldiğinde üzülüyorduk. Ama akışta bir sıkıntı olmuyor tabii. Aslında içerik üretmek de istiyoruz ama vaktimiz kalmıyor. Çizime hevesim var mesela benim. Ama evdeki tabletin yüzüne bakamıyorum. Burada yeterince kotamı dolduruyorum çünkü. Zaman kalsa da enerjim kalmıyor. O açıdan kötü bir şey. Tuncer Hocamız derdi “gerçek hayat böyle değil” diye. Okulda bir projeyi bir ayda, iki ayda yapıyorduk. Burada bir iki saat içinde teslim ediyoruz.

İdealiniz nedir, nereye ulaşmak istiyorsunuz?

Esad: Bu işin idealle şekilleneceğini düşünmüyorum. Grafik çok geniş kapsamlı bir meslek. Grafiğin birçok farklı alanlarını deneyimleme fırsatım oldu. Kendi içeriğini ürettiğin zaman daha mutlu oluyorsun aslında ama bazen şartlar buna el vermiyor.

Sevdiğin işi yapıyorsun ya da yaptığın işi sevmeye başlıyorsun. Bazen de başka alanlara yönelebiliyorsun…

Esad: Eğitimin çok uzun sürelere yayıldığını düşünüyorum. Okulda kısmi zamanlı asistanlık yaptığım dönem en verim aldığım dönemdi. Hocalarla kurduğum ilişki açısından da çok verimliydi. Multidisipliner bir hocamız vardı mesela özellikle onunla geçirdiğimiz vakitler çok kıymetliydi.

Şeyma: Ben arkadaşlarımdan daha önce mezun oldum. Bence teknik bilgiye hakim olmak gerekiyor. Şu an yüksek lisans yapıyorum. Alanda okumanın bir farkı olması gerektiğini düşünüyorum. Benim ilk iş deneyimim burası değil. Medya kuruluşunda çalışmayı deneyimlemek istiyordum, burası kısmet oldu. Kurumun FSM sempatisi olduğunu da bilmiyordum. Üniversitedeyken çocuk yayınlarına ilgiliydim, kendi imkanlarımla bir şeyler yapmaya çalışıyorum. GZT’de yeniyim, o yüzden henüz nereye ulaşmak istiyorum konusunda net bir şey söyleyemiyorum.

İş hayatına baktığınızda, en çok aranan özellikler neler? Karakteristik olarak özellikle…

Tarık: Güven. Güvenilir adam aranıyor. Hem işine hem insana saygılı kişiler isteniyor.

Elifnur: Atılganlık. Dijital medyada çalışıyoruz. Mikrofon tutuyorlar mesela birdenbire, “ne düşünüyorsun?” diyorlar. Çekingen olunca işler zorlaşabiliyor.

Yaşar: Sanat gözü isteniyor. Estetik bakış açısı… Gözü var mı, rengi işlerken ne yapıyor buna bakılıyor.

Esad: Samimiyet ve uyum diyebilirim.

Ferdi: Program bilgisi. Multidisipliner olmalı, özellikle 3D tasarım için.

Şeyma: Koordineli olmak, dinginlik ve otokontrol önemli.

Cihat: Pratiklik. Bazı işlerin acil yetişmesi gerekiyor, pratikliğe bakılıyor.

Henüz mezun olmamış öğrenciler için en büyük tavsiyeniz ne olurdu?

Cihat: Sektöre olabildiğince erken adım atsınlar. Aktif olsunlar.

Ferdi: Hocaları kovalasın, peşlerini bırakmasınlar. Staj için 3 ve 4. sınıflar geç olabilir, daha erken sektöre atılsınlar.

Şeyma: Önce kendi gözünü bulmalı, yeteneğini keşfetmeliler. Mutlaka ilgi duyduğu alanla uyuşan bir akademisyen bulsunlar. Onlarla yakın temasta bulunmalılar. Birinci sınıfın sonunda ne istediğinizi kestirir hale gelirsiniz zaten. Hocalarımızın geleneksel tasarımdan gelip, bilgilerini dijital dünyayla harmanlamaları öğrencilerin seçim yapabilmesi için çok büyük avantaj. Metaverse uzaktan yakından bizi de etkileyecek bir gün. Ama kişi temel çizim dersini almadıysa dijitalde tutturamaz. Domino taşı gibi hepsi birbirini etkiliyor. Sektörde spesifik alanlar da var. Ne istediğini kafasında oturtup o alanlarda ilerleyebilir.

Ferdi: Hocaların peşini bırakmasınlar. Her konuda bilgi edinmeye çalışsınlar ve birinci sınıfta bunu kararlaştırsınlar.

Esad: Kariyer Merkezi’nden faydalanmalılar bence. Bizlerin anlattıklarıyla arkadaşların kafalarında bir şeyler şekilleniyor. Bu tarz etkinliklere katıldıkça ne yapmak istediklerine daha rahat karar verirler diye düşünüyorum.

Elif: Bazı dersleri daha erken öğrenmek gerek aslında. Kurumsal kimlik gibi mesela. Farkındalık çok önemli. Programlardan korkmasınlar. Ben programlar açısından biraz zayıftım, açıklarımı stajda kapattım.

Tarık: Bir usta bulup yanına girmek isterdim öğrencilik zamanında. Öğrenci arkadaşlarım bunu şimdi yapsınlar bence. İş hayatında olmuyor çünkü. İş hayatında para kazanıyorsunuz ya da ev geçindiriyorsunuz ücretsiz çalışmak sizi rahatsız eder. Hazır aile hayatları devam ediyorken, ücret almadan alanında iyi hocaların veya ustaların yanında çalışsınlar iş öğrensinler.